“Ozymandias” İngiliz şair Percy Bysshe Shelley tarafından 1818 yılında yazılmış bir eserdir. Aslında bu eser her ne kadar tarihin büyük imparatorlarını yansıtıyor gibi dursa da, aslında tüm insanlığın yüzyıllardır ders çıkaramadığı bir hastalığa ayna tutuyor .

Peki nedir o hastalık? Nedir o insanoğlunun üstünden atamadığı salgın?
KİBİR
Antik diyarlardan bir gezgine rastladım.
“İki büyük ve çıplak taş bacak” dedi;
Duruyor çölün ortasında dikili.
Hemen yanında, kumların üzerinde,
Yarısı yere gömülmüş bir çehre;
O çatık kaşları ve soğuk dudakları
Belli ki, onu çok iyi resmetmiş heykeltıraşı.
Öykünen bir el ve besleyen bir yürek ile,
Öyle bir damgalamış ki tutkuları o cansız şeylere,
Dayanabilmeyi başarmış ta bu güne.
Kaidesinde ise şu sözler yazılı:
“Benim adım Ozymandias, kralların kralı;
Eserlerime bak ki, bilesin haddini.”
Fakat hiçbir şey kalmamış geri.
Ve o yok olmakta olan harabenin dört bir yanında,
Yalnız ve dümdüz kumlar uzanıyor uzaklara.

Krallar kralı Ozymandias, büyüklüğün bedelin, hesap edemeyen kibirlilerdedi. Bu da aklımıza şu
atasözünü getirdi “Alçak yerde, tepecik kendini dağ zanneder.”
Bu yüzden aslında herkes kendine şöyle bir bakmalı; ben bir dağ mıyım, yoksa sadece bir tepecik mi?